Buluğ çağı sonrası fark edilen kapanış bozukluklarının ve iskeletsel deformitelerin tedavisinde ortodontik tedavi sınırları aşılmışsa, ortodonti ve plastik cerrahi işbirliği yani ‘ortognatik cerrahi’ uygulamaları yapıyoruz.
Sadece erişkinlere uygulanan bu tedavi çok basit bir anlatımla, alt ve üst çenenin karşılıklı ve uygun bir şekilde kapanmadığı durumlarda önce tellerin takılıp dişlerin sıralanması sonra ameliyat ile çenelerin kapanışa getirilmesi esasına dayanıyor.
Eskiden çene problemi olanlar doğruca plastik cerraha giderlerdi. Ne yazıkki elde edilen sonuçlar yeterince iyi ve kalıcı olmazdı.
Ortognatik cerrahi kavramında ise hastayı ameliyata hazırlayan, operasyonun hangi çenede kaç mm. yapılacağını tayin eden ve ameliyat sonrası kapanışı belirleyen ortodontistdir. Hatta ameliyat sonrasında da kısa süreli bir ortodontik tedavi ile mükemmel bir bitiş sağlanabilir.
Bu yöntemle kişinin yüzünde çok büyük fiziksel değişimler elde etmek mümkündür. Böylesine radikal fiziksel değişimlerin bir heyecan ve çekicilik unsuru olduğunu belirtmem gerekiyor. Türk insanını ekonomik ve kültürel doygunluk oranı ölçüsünde değer yargılarını da değiştiriyor. Gerek doğuştan gerekse sonradan edinilmiş fiziksel problemlerinin çözümüne kendisi ile barışık olmak adına artık daha olumlu yaklaşılıyor. Bu yaklaşımın kazandırdığı özsaygı ve güven artışı ise sosyal yaşam kalitesi ve başarı olarak geri dönüyor.
Görsellik bizim mesleğimizin vazgeçilmez unsuru, hele bir de başarılı bir ortognatik tedavi uygulanmış vakada sonuçlar tam bir görsel şölene dönüşüyor. Bu tedaviler sonrası elde edilen iyi dişsel kapanış ilişkisi, düzgün alt ve üst çene ilişkisi, uyumlu bir profil ve değişimlere uyum göstermiş yeni konuşma şeklinin hastamızda yarattığı memnuniyeti hissetmek ise bizim için en büyük ödül…