Dünya’da bilimsel ve tıbbi hipnozu en fazla kullanan tıp mensupları diş hekimleridir. Hipnozla tedavi yapan hekimler arasında yüzde 40 oranıyla diş hekimleri önde gelmektedir.
Dişçi korkusunun yenilmesinde, bulantı refleksinin kontrol altına alınmasında, hastaların ağız içi ve dışı aygıtlara alıştırılmasında, ağrı, anestezi ve alerjik hastaların tedavilerinde, parmak, dudak emme, tırnak kemirme, çene gıcırdatma gibi psişik sorunları çözmek için diş hekimleri tek başlarına hipnozu kullanma hakkına sahiptirler.
Hipnoz tüm fonksiyonların çalıştığı, bilincin açık olduğu bir konumda; kesinlikle uyku hali olmadan; istekle elde edilen bir konsantrasyondur. İletişim kurulabilen, hipnoza inanan ve uygulayıcıya güvenen kişilere hipnoz uygulanabilir.İstemeyen, inanmayan ve iletişim kurulamayan(mental retardasyon gösteren ) olgularda hipnoz uygulanamaz. İleri derecede depresifler de, şizofrenili hastalarda uygulanması sakıncalıdır. Hipnoz çoğunlukla uyku haliyle karıştırılıp seans esnasında kendinden geçme, bilinç kaybı olarak düşünülmektedir. Oysa ki ‘Bilinçli Hipnoz’’ tam tersine bilincin ve kontrolün kişinin istemi doğrultusunda maksimum düzeylere ulaşması halidir.
Dişçi koltuğu korkusu diye tanımladığımız korkular nedeniyle tedaviden kaçan ve dayanılmaz ağrılar karşısında zoraki teslim olup dişini kaybeden, ikinci bir ağrıya kadar bir daha uğramayan hastalarımız çoktur. Onlara göre diş tedavisi ağrılı, acılı, can yakan, bir çalışmadır. Kişi olgunluk çağına eriştiği halde olağan kontrollerden kaçmaktadır. Bu tür vaka grubunun bir bölümü korkusunu yenmek için yardım almayı da kabul etmez.Onlar için yapacak bir şey yok.
Hem korkup hem de kendi sağlığı gereği tedavi olması gerektiğine inananlarda ise, hipnozu tanıdıktan ve birkaç seanslık tedaviden sonra yüzde 90 oranında korkunun giderilmesi mümkün olmaktadır. Kişi evindeki koltukta gibi dişçi koltuğunda oturabilmektedir. Tedavi boyunca sıkılmamakta, uzun süre ağzı açık kalsa da yorulmamakta, ağrıya karşı direnci arttığından basit ağrıları algılamamakta, bulantı refleksini denetleyebilmekte, operasyonlar sırasında tükürük düzeyi, kanama miktarı azalmaktadır. Hekimin verdiği talimatları yerine daha kolay getirebilmekte, kısacası rahat ve huzur içerisinde sağlıklı bir ağız yapısına kavuşmaktadır.
Hipnoz sadece hipnoanestezi altında diş çekmek değildir. Aslında hipnoza giren hastaların ancak %20’si diş çekiminin sağlanacağı kadar derin transa girebilmekte, asıl büyük çoğunluk, diş çekiminden başka konularda hipnozdan yarar sağlamaktadır. Bunların başında diş hekimi korkusu gelmektedir. Hastanın bu korkusunun giderilmesi ve fotöye hiçbir korku duymadan oturmasının sağlanması bile büyük başarıdır. Genellikle hastalar dişhekiminin söylediklerini yerine getirmeye alışıkdırlar. Ağzınızı açınız, kapayınız, ısırınız, gibi telkinleri kabul etmeleri büyük avantajdır. Hafif bir transın bile elde edilmesi, hastanın rahatlaması, gevşemesi, korkularını yenmesi için yeterlidir.
Hipnozla diş tedavisinin ülkemizde 25-30 yıllık bir geçmişi olduğunu belirtmek isterim. Eğitimli kişiler tarafından yapıldığında son derece güvenli ve rahat uygulanan bir yöntemdir. Sağlıklı günler dilerim…