Albert Eistein yaklaşık 87 yıl önce “uyarılmış emisyon” fikrini ortaya atmış, 1960 yılında ise Theodore Maiman ilk lazer cihazını üretmiştir. Günümüzde çok geniş bir kullanım alanı olan lazer, barkod okuyucularından bilgisayar yazıcılarına kadar bir çok yerde günlük hayatta karşımıza çıkmaktadır. Diş hekimliğinde de yaklaşık 20 yıldan beri lazer kullanılmaktadır.
Lazerin diş hekimliğindeki ilk uyarlamaları ve ilk kısıtlı uygulanmaları ,bu tekniğin geçici bir heves olduğu ve fanteziden öteye gidemeyeceğini düşündürüyordu. Aradan geçen yıllar içerisinde lazer teknolojisinde yaşanan gelişmeler tekniğin kliniklerimizdeki kullanım alanını genişleterek tutucu düşünenleri utandırmıştır. İlk yıllarda sadece yumuşak dokularda kullanılan lazer artık diş ve kemik gibi sert dokularda da kullanılmaya başlanmıştır.
Lazerin kliniklerimizdeki aktif kullanım alanlarını kısaca yazmaya çalışacağım. Tekniğin mesleğimize ne kadar entegre olduğunu siz düşünün.
Abse drenajından dişeti küretajına, kuron boyu uzatmasından aftöz ülser ve herpetik lezyon tedavisine kadar tüm yumuşak doku girişimlerinde, çürük temizliği, kemik şekillendirme ve kök yüzeyi hassasiyeti giderilmesi gibi sert doku girişimlerinde, kanal tedavisinde , çürük tespitinde, diş beyazlatmada, ağrı gidermede ve daha birçok yerde kullanılmaktadır.
Peki, söz konusu bu alternatif tedavi tekniğinin avantajları nelerdir? Her şeyden önce ,tüm cerrahi girişimlerde daha az yada hiç anestezi ihtiyacı, kanamanın kontrolü, çevre dokuların ve işlemin yapıldığı dokunun korunması, enfeksiyon riskinin azalması ve belki de en önemlisi iyileşme süresinin kısalması tekniğin başlıca avantajlarıdır. Kullandığımız aletlerimizden çıkan seslerin hastalarımızı ne kadar tedirgin ettiğini düşünürsek, lazer cihazı ile yapılan operasyonların sessiz olmasını da bir avantaj olarak sayabiliriz. Mesleğimizde yaklaşık 20 yıldır kullanılan ve her geçen gün yeni bir kullanım alanı bulunan lazerin muayenehane ve kliniklerde yeterince yaygınlaşmamasının en önemli nedeni maliyetinin çok yüksek olmasıdır.Bu cihazı kullanacak hekimin yeterli tecrübe ve eğitiminin olması şarttır.Çünkü , operasyon sırasında dokulara temas hissi yoktur, ayrıca işlem sırasındaki ısının kontrolü çok önemlidir. Operasyonun yapılacağı ortamın da uygun olarak tasarlanması, örneğin odada yansıtıcı yüzeylerin en aza indirilmesi gibi hazırlıkların yapılması gereklidir.
Mesleğini adabınla yapan, gelişmelere ayak uydurmak isteyen hekim arkadaşlarımız,bu 50-60 bin dolar değerindeki lazer cihazlarını nasıl alıp, muayenehanemizde nasıl kullanabiliri diye düşünürken, dolguların sertleştirilmesi için kullanılan ışık cihazlarını bazı kişilerin hastalarına lazer cihazıymış gibi tanıtmalarına yılardır şahit oluyoruz. Hastalarımızın haklarını aramalarının ilgili konulardaki bilgi ve bilinç düzeylerinin yükselmesiyle doğru orantılı olduğunu düşünüyor ve bu konularda yazdıklarımın yararlı olacağını umuyorum.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.